MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Kamil Furtun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi yerleşkesinde misyonunun başındayken 8 yıl evvel öldürülen Dr. Kamil Furtun, Türk Tabipleri Birliği Samsun Şubesi ve sıhhat işçileri tarafından anıldı.
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 8 yıl evvel vazifesi başında öldürülen Dr. Kamil Furtun, TTB Samsun Şubesi ve sıhhat işçileri tarafından bugün anıldı. Samsun Tabip Odası Lideri Faysal Çadır, “Sağlıkta şiddetin sona ermesi için vereceğimiz çabayı sonuç alıncaya kadar sürdürmeye kararlıyız. Dr. Kamil Furtun’u ve ömrünü sıhhatte şiddet sonucu kaybeden tüm sıhhat çalışanlarını hürmetle anıyor, herkes için, sıhhatte ve hayatın tüm alanlarında şiddetin olmadığı bir gelecek diliyoruz. Dr. Kamil Furtun, seni unutmadık, unutmayacağız ve asla unutturmayacağız” diye konuştu.
“ASLA MÜNFERİT BİR HATA OLARAK KABUL EDİLEMEZ”
Faysal Çadır konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün burada sevgili arkadaşımız, Samsun Tıp topluluğunun düzgün niyet timsali, gülen yüzü ile insanın içini ısıtan, itimat veren tabibi, mesleğinin çok başarılı bir aşığı, çalışma arkadaşlarının ağabeyi, Dr. Funda Furtun’un sevgili eşi, Taylan’ın sevgili babası, beyaz önlüğü içinde çalışma ortamında misyonu başında katledilen Dr. Kamil Furtun’u vefatının 8. yılında anmak için toplandık. Evet, acımız büyük, yüreğimiz yanmakta ancak bugün burada acılanıp, ağlamak için değil, bugünümüzü, yarınımızı, mesleksel saygınlığımızı, hayatımızı ve Kamil Furtun’un yolunda can verdiği tıp mesleğini korumak için, konuşmak ve isyanımızı göstermek için toplandık. Sıhhatte şiddet; yalnızca öfkeli hasta yahut hasta yakınlarının ataklarından ibaret toplumsal bir olgu değildir ve asla münferit ismi bir hata olarak da kabul edilemez. Sıhhatte şiddet, sağlık sistemindeki çöküş ile alakalıdır. Sıhhatte dönüşüm programı ve sıhhat hizmetlerinin piyasalaştırılması sonucu oluşan kışkırtılmış sıhhat talebi ve buna bağlı olarak sıhhat alanında yaşanan meselelerle alakalıdır. Hastayı müşteri, doktoru ucuz işgücü olarak değerlendirmekle alakalıdır. Sıhhatte şiddet; tabipleri ve hekimlik mesleğini değersizleştirme telaffuzları ile halkın gözündeki saygınlığımızın yok edilmesiyle alakalıdır.
Hatırlanacağı üzere yaklaşık 1 ay evvel tüm Türkiye’deki tabipleri rencide eden ve doktorlar, sıhhat çalışanları ve sağ duyulu vatandaşlarımızın ağır protestosuna neden olan bir görüntü imgesi düşmüştü toplumsal medyaya. Hani ‘doktorları artık beğenmiyoruz, dövüyoruz’ diyen ve bunu sıhhatte gelişmişlik olarak kıymetlendiren vatandaş görseli. Biz doktorlar ve sıhhat çalışanları olarak yıllardır sıhhatte şiddetin en kıymetli nedenlerinden birinin yetkili ve kelamı dinlenen insanların yetişmiş ve kıymet üreten insanları değersizleştirme telaffuzları olduğunu söylüyor ancak sesimizi duyuramıyor, kelamımızı dinletemiyorduk. Bunu vatandaş, 30 saniyede tüm açıklığı ve saflığı ile ortaya sermiştir. Sıhhat çalışanlarını değersizleştirmenin nereden, nasıl kaynaklandığını söylemiş ve bu değersizleştirme algısının vatandaştaki karşılığının ne olduğunu açıkça söz etmiştir.
“ÜLKEMİZİ YÖNETENLER, YANİ SIHHATTE ŞİDDET SİZİN SÖYLEMLERİNİZLE ALAKALIDIR”
Ülkemizi yönetenler, yani sıhhatte şiddet sizin söylemlerinizle alakalıdır. Birebir vakitte sıhhatte şiddet yetersiz ve uygulanmayan yasal prosedürler ve yetersiz güvenlik tedbirleri nedeniyle problemler karşısında şiddetten öteki yollar olduğunu bilmeyen, öğretilmeyen, saldırganlığına sessiz kalınan, göz yumulan bireylerle, sıhhat çalışanlarını karşı karşıya getirmekle alakalıdır. Toplumumuzda süratle yayılan şiddet aksiyonları, tabipleri ve sıhhat çalışanlarını önemli biçimde etkilemekte, şiddete uğrama tasası bile çalışanların, tükenmişliğine ve verimsizliğine neden olmaktadır. Tabipler, artık şiddet riski yaşamamak için değerli ve güçlü süreçlerin riski altına girmemekte, fırsatını bulursa da kendini daha kıymetli hissederek çalışabileceği ülkelere gitmektedir. Bu tablonun sebebi; Sıhhat vermek, yaşatmak için çalışırken, hakaret görmek, darp edilmek ve ölmek istemeyen hekimler ve sıhhat çalışanları olamaz. Bunun sebebi olsa olsa bataklığı kurutmak için gerekli adımları atmayan, ‘doktorumu, çalışanımı korumak, benim için bir varlık sorunudur’ diyemeyen yöneticilerimizdir. Biz sıhhatte şiddetin önlenmesini isteyerek, yalnızca bu anı ve çalışanları değil birebir vakitte ülkemizin sıhhat sisteminin geleceğini ve halkın sıhhatini kurtarmaya çalışıyoruz.
“BİZİM DE İKİ ELİMİZ YAKANIZDADIR”
Sağlıkta şiddet sorunu lakin problemin köküne inen, nedenlerini içtenlikle irdeleyen, uygun niyetli, akılcı ve kararlı siyasetlerle çözülebilir. Bunu yapmaya muktedir olan ve yapması gereken tek güç siyasi iktidar ve Sıhhat Bakanlığı’dır. Ne yazık ki bu güç bu vakte kadar kullanılmamıştır, bundan sonra da kullanılacağına dair rastgele bir uğraş içinde gözlenmemektedir. Sorumlular bilmelidir ki; şiddet gören ve vefat eden tabip ve sıhhat çalışanlarının sorumluluğu, kamu yönetimindedir ve inanıyoruz ki, Dr. Kamil Furtun’un elleri yakanızdadır. Biliniz ki tüm kayıplarımızın ismine, bizim de iki elimiz yakanızdadır. Sıhhatte şiddetin sona ermesi için vereceğimiz çabayı sonuç alıncaya kadar sürdürmeye kararlıyız. Dr. Kamil Furtun’u ve hayatını sıhhatte şiddet sonucu kaybeden tüm sıhhat çalışanlarını hürmetle anıyor, herkes için, sıhhatte ve ömrün tüm alanlarında şiddetin olmadığı bir gelecek diliyoruz. Dr. Kamil Furtun, seni unutmadık, unutmayacağız ve asla unutturmayacağız.”
