SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Arş. Gör. Dr. Özlem Delal Abanoz, basında çoğu zaman sansasyonel bir dil tercih edildiğini ve bireylerin kriminalize edildiğini belirterek, “Ancak bu yaklaşım hastalara büyük zarar vermektedir. Çünkü insanlar yargılanmamak, ötekileştirilmemek için bağımlılıklarını gizlemekte, tedavi arayışından uzaklaşmaktadırö dedi.
Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Salonu’nda, OMÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Arş. Gör. Dr. Özlem Delal Abanoz tarafından ‘Bağımlılıkla Mücadelede Basının Rolü’ konulu sunum yapıldı. Madde kullanımıyla ilgili haberlerde kullanılan etkileyici ifadelerin hastalara ciddi zararlar verdiğini vurgulayan Abanoz, “Bağımlılıkla mücadelede basının rolü son derece önemlidir. Haber dili deyip geçiyoruz ama aslında bu dil dünyayı şekillendiren güçlü bir araçtır. Haberlerde kullandığımız kelimeler ve ifadeler çoğu zaman damgalayıcı ya da ayrıştırıcı olabilir. Bu durum da bağımlı bireylerin yardım arama süreçlerini zorlaştırmaktadır. Dünya genelinde bu konuya dikkat çekilmekte ve Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı çeşitli önlemler almaktadır. Bu açıdan, bu alanda verilen eğitimler büyük önem taşımaktadırö diye konuştu.
“UYUŞTURUCU BAĞIMLISI’ İFADESİ YERİNE ‘MADDE KULLANIM BOZUKLUĞU OLAN KİŞİ’ TANIMI DAHA DOĞRU’
Madde bağımlısı hastaların etkilendiği kelimeleri örneklendiren Abanoz, “Örneğin, ‘uyuşturucu bağımlısı’ ifadesi ayrıştırıcıdır. Bunun yerine ‘madde kullanım bozukluğu olan kişi’ tanımı daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Benzer şekilde, ‘esrarkeş’ gibi ifadeler de son derece yargılayıcıdır. Bu tarz bir dil, bireylerin yardım aramasını güçleştirmekte ve onları daha fazla gizlenmeye itmektedir. Özellikle kadınlar, toplumda anne ve eş kimlikleri üzerinden daha fazla yargılandıkları için damgalanma riskiyle daha çok karşılaşmaktadır. Bu nedenle kullanılan dile çok daha hassas yaklaşmamız gerekmektedir. Basında çoğu zaman sansasyonel bir dil tercih edilmektedir. Daha çok okunmak, daha fazla tıklanmak ya da reyting almak adına damgalayıcı ifadeler kullanılabilmektedir. Ancak bu yaklaşım büyük zarar vermektedir. Çünkü insanlar yargılanmamak, ötekileştirilmemek için bağımlılıklarını gizlemekte, tedavi arayışından uzaklaşmaktadır. Oysa bağımlılık bir kusur ya da ahlaki zayıflık değil, tedavi edilebilir bir hastalıktır. Obeziteyi nasıl bir sağlık sorunu olarak kabul ediyorsak, bağımlılığı da aynı şekilde ele almamız gerekirö dedi.
‘BAĞIMLILIK BİR SAĞLIK SORUNUDUR’
Dr. Abanoz, “Ne yazık ki bağımlılıkla ilgili haberler genellikle suç sayfalarında yer bulmaktadır. ‘Bağımlı annesini öldürdü’, ‘bağımlı soygun yaptı’ gibi başlıklarla suçla ilişkilendirilmekte, bireyler kriminalize edilmektedir. Oysa bağımlılık bir sağlık sorunudur. Bunu bu şekilde sunduğumuzda hem toplumda doğru bir algı oluşur hem de bireylerin tedaviye yönelme ihtimali artar. Çünkü bağımlılık sadece bireyi değil, ailesini, çevresini ve tüm toplumu etkileyen bir sorundur. Haberciler olarak yapmamız gereken, dili dönüştürmek ve yargılayıcı değil, insana odaklanan bir anlatım tercih etmektir. Haberlerde bağımlılığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğu mutlaka vurgulanmalıdır. ‘Tedavi şansı çok düşük’ gibi umutsuzluk aşılayan ifadelerdense, mevcut tedavi yöntemlerini, başarı oranlarını ve bireylerin başvurabileceği kaynakları öne çıkarmalıyız. Yeşilay’ın çalışmaları ya da 191 Uyuşturucu Danışma Hattı gibi hizmetler haberlere eklenmelidir. Böylece hem daha bilinçli bir kamuoyu oluşur hem de bağımlılıkla mücadelede daha olumlu sonuçlar alınabilirö diye konuştu.
Haber-Kamera: Berkay YILDIZ/SAMSUN,