Haber: Zeynep BOZUKLU- Berfin BAYIR
(TBMM) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, “Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki çocukların oranı Türkiye‘de OECD’nin en yükseği yüzde 39,5. Yüzde 40’ı çocuklarımızın yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında. Mesela Slovenya’da bu oran yüzde 11,8. Neyi eksik Türkiye‘nin Slovenya’dan? Bana nasıl izah edeceksiniz? Hem Bakan, hem de Bakanlık olarak gece gündüz oturup ağlamanız lazım. Bunun sorununu üzerinizde hissetmeniz lazım” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesap görüşmeleri için toplandı. İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, komisyon görüşmelerinde yaptığı konuşmada, şunları kaydetti:
“Seçim döneminde sosyal yardım harcamalarını artıran, seçim dönemleri dışında düşüren bir hükümet olmak, Bakanlık olmak bana göre hiç. Doğurganlık oranı düşüyor. Hepimiz biliyoruz. Yani hakikaten siyaset üstü bir konu. Türkiye‘nin bunun üzerine eğilmesi lazım. Türkiye‘de doğurganlık hızı düşüyor. Nüfusumuz yaşlanıyor ve demokratik fırsat penceresini bu ülke kaçırıyor. Bunun oturalım meclisimizde bununla ilgili bir araştırma komisyonu kuralım dedim. Benden bir yıl sonra Cumhurbaşkanı işte bununla ilgili bu konunun önemli olduğuna ilişkin açıklamalarını yaptı. Günaydın yani günaydın.
“Çocuklar yeterli beslenemiyor, okula aç gidiyor”
Şimdi çocuklarımızın durumuna bir bakalım Sayın Bakan. Çocuklar kumar bağımlısı. Uyuşturucu ilkokul seviyesine düşmüş. Çocuklarımız mafyanın elinde. Şimdi terör gütlerinin eline geçiyor çocuklarımız kimi bölgelerimizde. Çocuklarımız olağanüstü bir şekilde cinsel istismara uğruyor. İş cinayetlerine kurban oluyor. İşçi oluyor. Bu şartlar altında bakıyorsunuz kreş yok. Çocuklar yeterli beslenemiyor. Okula aç gidiyor. Siz çocuklarınıza iki tane, üç tane, dört tane çocuk yap diye tavsiye eder misiniz? Allah rızası için bize söyleyin bunu. Şuradaki herkesin bu ortamla ilgili kaygısı yok mu? Ahlaki yozlaşmanın bu kadar çok arttığı, hiçbir şekilde çocuklarla ilgili asayişin, güvenliğin hiçbir şeyin olmadığı, gelecek kaygısının olmadığı, eğitimi ile ilgili sorunların olduğu bir ortamda geliri olan da çocuk yapmıyor, geliri olmayan da çocuk yapmıyor.
Siz 24 yıllık bir iktidarsınız Sayın Bakan, Cumhuriyet’in çeyrek yüzyılı maalesef sizinle geçti. Ama çığ gibi büyüdü sonra sorunlarımız. Bakın iktisadi sorularımız da çığ gibi büyüdü. Sizleri çok daha gayretli olmaya davet ediyoruz. Şimdi yapılacak işler var.
3 yaş altı çocuklaştı çocuklarda okullaşma oranında yüzde 1 bile değiliz. Şimdi bu eğitim bu yaşlarda başlıyor. Bakın bütün Kore’yi inceleyin, Kore’nin eğitimi, Kore’nin kalkınmasının arkasında bu vardır. ve buralarda çocuklara milli olmak, ahlaklı olmak öğretilmiştir. İmkan yok, kreş yok, bilmem ne yok… Son zamanlarda açılan eğitim kalitesi son derece düşük ve şu anda öğrenci hoca olmayan üniversitelere yıllık 240 milyar lira para ayırıyoruz. Bakın tercihleriniz ne kadar yanlış. Ama hiç olmazsa bundan sonrasında bu işlerle biraz daha ilgilenmek gerekir diye düşünüyorum.
“Bunun sorununu üzerinizde hissetmeniz lazım”
Şimdi yani çok büyük şeyler devrim mahiyetli işler yaptınız. Tabii çocuk yardımı. Bir defalık 5 bin lira çocuk yardımı veriyorsunuz. 5 bin lira tek seferlik verdiğiniz parayla bu çocuğa ne alıyorsun? Bir kutu bebek bezi, iki kutu mama, bir beşik, bir aylık giyim gideri. 5 bin lira gitti. Bundan sonra yemeyecek, içmeyecek. İkinci çocukta aylık bin 500 lira. Bir tane mama, bir tane bez, bir de ıslak mendil ile bitiyor para. Bunlarla bu işler olmaz. Yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altındaki çocukların oranı Türkiye‘de OECD’nin en yükseği yüzde 39,5. Yüzde 40’ı çocuklarımızın yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında. Mesela Slovenya’da bu oran yüzde 11,8. Neyi eksik Türkiye‘nin Slovenya’dan? Bana nasıl izah edeceksiniz? Hem Bakan, hem de Bakanlık olarak gece gündüz oturup ağlamanız lazım. Bunun sorununu üzerinizde hissetmeniz lazım.
“Küresel cinsiyet eşitsizlikte Türkiye 135. sırada”
TÜİK anketlerine göre 15-17 yaş grubundaki çocuklarda da tam tersi bir durum var. Çalışma hayatına katılma, iş gücüne katılma oranı emsal ülkelerde yüksek. Yani çocuklarda iş gücüne katılma daha yüksek. Çocukların cinsel istismara uğramalarında 63 bin tane dosya var şu anda soruşturulması bekleyen. Çok yüksek oranlar. Kadının iş gücüne katılım oranları yine OECD rakamlarıyla söylüyorum. Türkiye 35,8 2024 OECD tanımlarına göre OECD ortalaması 63. Cinsiyet eşitsizliği, Küresel Dünya Ekonomik Forumu’nun verilerine göre söylüyorum. Dünyada 148 tane ülkenin rakamlarına bakılmış. Küresel cinsiyet eşitsizlikte Türkiye 135. sırada. Utanılacak bir durum. Dünyanın cinsiyet eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerinden bir tanesiyiz.
“Bu haksızlığın, bu adaletsizliğin, bu farklılaştırmanın bize bir tane makul gerekçesini söyleyin”
Gazilerin durumlarıyla ilgili de çok sorunları var. Bakın gaziler arasında ayrım yapmayın. Terörle mücadele gazilerindeki askerlerimiz, polislerimiz ile özellikle 15 Temmuz gazileri arasında bir adaletsizlik yapıyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Yani vücudun her tarafı şarapnel dolu ama yüzde 40 engelliliği yok diye gazilik haklarından faydalanamıyor insanlar. Bunu yapmayın lütfen. Bu haksızlığın, bu adaletsizliğin, bu farklılaştırmanın bize bir tane makul gerekçesini söyleyin. Böyle bir şey olabilir mi? Gazileri çok incitiyorsunuz, olmaz. Yani yüzde 40’la kaldı diye şimdi üzülsün mü yani? Öyle öyle bir şey olabilir mi?”



