Samsun’da bulunan ve son zamanlarda gün yüzüne çıkan gizemli mağarayı inceleyen Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, “Önemli bir mağara, bölgemize zenginlik katacak” dedi.
Canik ilçesinde bulunan ve Tokat Ballıca Mağarası’na benzerliği ile dikkat çeken gizemli mağarayı mağara uzmanı Prof. Dr. Ali Uzun inceledi. İçerisindeki birçok oluşumdan dolayı önemli bir mağara olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Uzun, içeriye girilmeyecek şekilde dışarıdan bir aydınlatma ile mağaranın kullanıma açılabileceğini söyledi.
İncelemeler yapıldı
Mağaranın karstik oluşumlu bir mağara olduğuna dikkat çeken Ali Uzun, “Ana kaya oluştuktan sonra içerisinde oluşmuş bir mağaradır. Koordinatlarını aldık. Deniz seviyesine 102 metre yüksekliktedir. 17 metrelik bir uzunluğa sahiptir. 1 buçuk metre genişliği var. Yer yer 1.70 metreye kadar ulaşan yüksekliği var. İçerisinden yavru sarkıtlar, makarna tipi sarkıtlar var. İçerisinde mağara incileri, mağara çiçekleri var. Ciddi bir turizm potansiyeli yok. Nedeni içerisinde hareket kabiliyeti sınırlıdır. Genişletme yapılırsa doğal şekilleri bozulacaktır. Bu mağaranın bu haliyle korunması önemlidir. Ciddi bir şekilde içerisinde su damlaları devam ediyor. Yüzeyden sızan sular mağara tavanına ulaşıyorlar ve mağara tavanında çok sarkıt tipi oluşumuna imkân veriyor. Zemin su oluştuğu için dikit oluşumuna rastlamadık. Sütün oluşumuna söz konusu değildir. Küçük mağara havuzu oluşumları var. Faunaya baktığımızda bolca eklem bacaklı ve kurbağa vardı. İki tür kurbağa gördük. Bunların branş elemanları tarafında ayrıca incelenmesini yarar görüyoruz. Önemli bir mağaradır. Bölgemize zenginlik katacak diye düşünüyorum” diye konuştu.
“İçeri girenler sarkıtların önemli bir kısmını kırmışlar”
Mağara içerisinde hareket kabiliyeti zor olduğu için girilmemesi gerektiği ifade eden Ali Uzun, “Ağız kısmı biraz daha temizlenebilir. Dışarıdan aydınlatma suretiyle içeri girmeden içerideki bazı şekiller görülebilir. İçeri girenler sarkıtların önemli bir kısmını kırmışlar. Onlar çok hassas şekiller olduğu için maalesef meraklıların bedenleri değdiği için kırılmış. Yer 60 santimetre kadar düştüğü için bu ciddi bir hareket kısıtlaması getiriyor. İçeride çok fazla insanın bulunması doğru olmayacak. Bu durum hem faunayı etkileyecek hem de mevcut şekillerin daha da tahribine yol açacak” şeklinde konuştu.