Vatandaşlar, son dönemlerde tükettikleri kırmızı etlerin eski yıllarda tükettikleri kırmızı etlerle aynı lezzette olmadığından yakınıyor. Besiciler eskiden etçil olmayan yerli ırk sığırlardan yerli kara, boz ırk, Doğu Anadolu kırmızı ve Günay Anadolu kırmızı ırklarını besliyor ve kasaplara veriyorlardı. Son yıllarda ise artan giderler dolayısıyla daha az hayvandan daha çok et üretmeyi hedefleyen besiciler, yabancı ve etçil ırkları üretiyorlar. Başkan Erdal Doğan, vatandaşların lezzet konusunda haklı olduğunu belirterek, yerli ırkların selekte yöntemiyle geliştirilerek daha çok üretilip, tüketilmesi için çalışma yapılması gerektiğini ifade etti.
“Yerli ırk danaların ithal danaların etine göre daha lezzetli olduğu doğru”
Yerli ırkların yağ dağılımının yabancı ırklara göre daha iyi olduğuna ve bunun da etin lezzetine yansıdığına dikkat çeken Başkan Erdal Doğan, “Yeni yıldan umutluyuz. Hükümetimiz tarım ve hayvancılığı desteklemeye ağırlık verirse biz inadına üretmeye devam edeceğiz. Şu andaki en büyük sorunumuz girdi maliyetleridir. Üreticiler son dönemlerde özellikle sanayi tipi büyük hayvanlar besliyor. Çünkü büyük hayvan üretmek, besici açısından daha ekonomik oluyor. Etçil demediğimiz küçük hayvanlar beslenince zarar ediliyor. Yerli danalardan besi yapanlar da az da olsa var. Birkaç kasaplar da sadece yerli ırkın etlerini vatandaşlarına sunuyor. Yerli ırk danaların ithal danaların etine göre daha lezzetli olduğu doğru. Çünkü yerli ırkın yağ dağılımı, beslenme şekli ve yaşama koşulları nedeniyle etinin lezzeti daha farklı oluyor. İthal ırklarda ise sanayi tipi olduğu için belli bir karkas ağırlığa ulaşmadan yağ yapmıyor. Yağ yapmadığı zaman da etinin lezzeti olmuyor. Vatandaşların son zamanlardaki etlerin lezzetinin eski yıllardaki etlerin lezzeti gibi olmadığı şikayeti de bu nedenle olabilir” dedi.
“Bölgemizde etçil melez ırk sayısı giderek artıyor”
Karadeniz Bölgesi’ndeki besicilerin de etçil sığır üretimine yöneldiğine vurgu yapan Erdal Doğan, “Yerli danaların etinin lezzeti ile yabancı ırk danaların etinin lezzet farkı yem ya da başka bir nedenden ötürü değil. Bu tamamen yöreyle alakalı bir durum. Jersey ırkı yavaş yavaş bölgemizden yok olmaya başladı. Besiciler etçil ırklara yönelince küçük hayvanlar ile birlikte melez hayvanlar oluşmaya başladı. Bölgemizde ciddi anlamda etçil ırk melezine doğru da gidilmeye başlandı. Bu aslında besi anlamında kaliteli hayvan üretimine doğru gidildiğini gösteriyor. Buna rağmen genel olarak hayvancılığımız geriledi diyebiliriz. Üreticiler artık küçük ve daha çok hayvan üretmek yerine az ama büyük etçil hayvan üretimine geçti. Besiciler artık yediği yemi canlı ağırlığa daha çabuk dönüştürebilen hayvanları besliyor. Bir simental ile yerli ırkın aldığı ağırlık aynı değil” diye konuştu.
“İsrail yerli ırkımız Doğu Anadolu kırmızısını selekte yöntemiyle üretiyor”
Eti lezzetli bir ırk olan Doğu Anadolu kırmızısı ırkı sığırın İsrail tarafından selekte yöntemiyle üretilmeye başladığına da değinen Doğan, şunları söyledi:
“Yerli ırkın korunması ve geliştirilmesi konusu çok önemli. Selekte yöntemi ile yerli ırkımızı daha iyi et veren daha iyi süt veren bir hayvan ırkını nasıl oluşturabiliriz, onun çalışmasına ağırlık vermemiz lazım. Bunu Avrupa’da ve Amerika’da nasıl yaptılarsa biz de yapabiliriz. Onlar da kendi hayvanlarını selekte yoluyla iyi et verenle iyi süt vereni ayırıp, istedikleri ırkı ürettiler. Biz de kendi ırklarımızda bunu yapabiliriz. Örneğin Türkiye’ye ait ‘Doğu Kırmızısı Sığır’ ırkı, çok kaliteli, dirençli ve çok sağlıklı bir hayvan. İsrail’in bu hayvanlarımızı selekte yöntemiyle üreterek, çok güzel bir hayvan ırkı oluşturduğunu bilgi edindik. Bizler de bu tür uygulamaları kendi ırklarımızda yapabiliriz.”