Rektör Ünal, gıdanın stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldiğinin altını çizdi.
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Samsun Bölge Müdür Yardımcısı Burhan Kılıç’ın, “Tarımda Riskler ve TARSİM” konulu sunumuyla katılımcıları bilgilendirdiği programda, 2021 yılı içinde akademik terfi alan Ziraat Fakültesi öğretim üyelerine de binişleri takdim edildi. Başak Orkestrasının müzik dinletisiyle başlayan program, konuşmalar ile devam etti.
Rektör Ünal: “Günümüzde gıda, stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldi”
Programın açılışında konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Günümüzde gıda, stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldi. Çünkü varoluşu doğrudan etkileyen gıdada ve dolayısıyla sağlıklı beslenmede sorun varsa, eldeki teknolojinin, paranın, mülkün hiçbir anlamı olmadığını biliyoruz. Önümüzdeki yıllarda gıdanın stratejik önemi daha da artacak. Fakat gıdayla ilgili geçmiş çalışmalara baktığımızda, kısa sürede büyük kazanımlar elde etmek amacıyla yapılan GDO’lu tarım gibi uygulamaların sonucunda büyük bedeller ödedik. Toplumla, bilgiyi üreten üniversiteler arasında bir iletişim sorunu olduğu kesin. Üniversitelerin statüsü ve gücünü topluma bildirememesi gibi bir sorunla karşı karşıyayız. Aktif olarak Üniversiteler, devletin diğer birimleriyle birlikte hareket etmek süratiyle, üretimi düşünen her katmanla sağlıklı bir platform oluşturmak ve bu süreci yönlendirmek zorunda. Yoksa çifti ya da yatırımcı sorunu için konunun uzmanına ulaşamıyorsa, üniversite bu noktada misyonunu yerine getiremiyorsa, kendi kendine bilimsel olmayan çözümler üretmeye ve uygulamaya çalışır. Bu durum da gelecekte altından daha değerli olması kaçınılmaz olan toprağın yanlış uygulamalarla zarar görmesine, istismar edilmesine yol açabilir. Bunun önüne geçecek bilgiyi topluma servis edecek olan da siz değerli akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizsiniz. Sonuç olarak toplumla aramızdaki sanal duvarın yıkılması lazım. Biz bu konuda Üniversite yönetimi olarak üstümüze düşeni yerine getirmekten mutluluk duyarız” dedi.
“Gelecek açısından gıda vadisi gibi çok özel bir statüde değerlendirilmesi gereken bir bölgedeyiz”
Konuşmasının devamında Samsun’un jeostratejik konumu sebebiyle, Türkiye’nin nadir bölgelerinden biri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Gelecek açısından da gıda vadisi gibi çok özel bir statüde değerlendirilmesi gereken bir bölgedeyiz. Bafra ve Çarşamba gibi iki büyük havzamız var. Vezirköprü’yü de dâhil ettiğimizde Samsun, Türkiye’nin en değerli iline dönüştü. Bu süreçte Ziraat Fakültesi başta olmak üzere Üniversite ve devletin ilgili tüm unsurları tarafından bir stratejik eylem planı oluşturularak gelecekle ilgili kaygıların önüne geçilmeli. Verimli toprağı korumak, verimsiz toprağı verimli hale getirmek, toprağın ömrünü uzatmak suretiyle bu sürece olumlu anlamda bir katkı sunmalıyız. Bunun yanında gelecek nesillerin sağlıklı beslenebilmesi için GDO’lu ürünlerin üretiminden uzak durulması, doğal üretime yönelmek, tohumların korunması son derece önemli. Bu noktada öğrencilerimize ve genç araştırmacılarımıza çok büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu.
Bilimsel Araştırma Projelerinin (BAP) desteklenmesinde, tarım ve hayvancılığı öncelikli alan olarak belirlediklerini kaydeden Yavuz Ünal, bu alanda yapılan çalışmaların sonucunun, üreticinin satın alacağı ticari ürüne dönüşmesini beklediklerinin altını çizdi.
Prof. Dr. Özcan: “Türkiye, Dünyanın en büyük yedinci tarım ekonomisine sahip ülke”
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, yaptığı konuşmada insan yaşamındaki en önemli stratejik alanlardan birinin tarım ve gıda oluşturduğunu söyleyerek, “Ülkemiz, hem sahip olduğu genetik zenginlikleriyle hem de ekolojik çeşitlilikleriyle tarım potansiyeli çok yüksek olan bir ülkedir. Bu zenginliğiyle birlikte ülkemiz, anavatanı olduğu türler yanında, sayısı her geçen gün artan anavatanı olmadığı türleri de kaliteli ve ekonomik olarak yetiştirebilmektedir. Tarım sektörünün Türk ekonomisindeki ağırlığı giderek azalmasına rağmen Türkiye dünyanın en büyük yedinci tarım ekonomisine sahip ülke olma konumunu korumaktadır. Tarım ürünleri üretiminde çevreye dost uygulamalarla güvenilir gıdanın üretilmesi gerekmektedir. Son yıllarda artan toprak, su ve hava kirliliğiyle birlikte ortaya çıkan iklim değişiklikleri, tarımsal üretimde sorun oluşturmaya başlamıştır. Bu sorunların aşılabilmesi için değişen şartlara uyum sağlayabilen genetik materyallerin geliştirilmesi ve çevre dostu üretim tekniklerinin kullanılması gerekmektedir. 1976 yılında kurulan ve Türkiye’deki Ziraat Fakülteleri içinde saygın bir yeri olan OMÜ Ziraat Fakültesi, eğitimde kalitesini ve marka değerini arttıracak şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Fakültemiz, yaptığı projeler, araştırmalar ve uluslararası işbirlikleriyle bölgemize, ülkemize ve dünyaya tarımsal alanda bilgi ve gelişmeleri sunmaya devam etmektedir” şeklinde konuştu.
Öğrenciler adına konuşan Bitki Koruma Bölümü öğrencisi Neriman Keyvan ise şunları söyledi:
“Her geçen gün artan dünya nüfusuna paralel olarak gıda ihtiyacı artış göstermektedir. Artan bu gıda ihtiyacının karşılanmasında temel görev ziraat mühendislerine düşmektedir. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde tarım ürünlerinin, gıdanın ve beslenmenin önemi daha iyi anlaşılmıştır. Mesleğimizin insanlığın geleceği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu bilerek en iyisini yapmayı ve ülkemize yararlı birer ziraat mühendisleri olmayı hedefledik.”
Ziraat Fakültesi ürünleri sergilendi
Etkinlikte AKM Fuaye alanında OMÜ Ziraat Fakültesi bünyesinde yetiştirilen kenevir, süt ürünleri, yumurta, bitkilerden elde edilen sabun gibi birçok zirai ve tarımsal ürün ile tarımsal aletler sergilendi. Öğrenciler tarafından yoğun ilgi gören stantları Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal da ziyaret ederek ilgililerden bilgi aldı. Sergilen ürünler, Ziraat Fakültesinin OMÜ Merkez Yerleşkesinde bulunan halka açık kantinlerinden satın alınabiliyor.
Programa ayrıca OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.