Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “İstanbul Sanayi Odası İmalata Dayalı İhracat İklim Endeksi 2022 Mayıs ayından itibaren en yüksek oranına ulaşmış, 50 eşik pahası üzerinde aslında seyrediyordu son üç aydır. Bugün de 53,1 olarak son bir yılın en yüksek sayısına ulaşmıştır. Bu bize bir şey söylüyor, yılın ikinci yarısını aslında çok daha kıymetli, süratli bir büyümeyle geçireceğimizi işaret ediyor.” dedi.
Ticaret Bakanlığı tarafından Samsun‘a bir otelde düzenlenen “Samsun İli Yatırım ve İhracat Zirvesi”nde konuşan Bakan Muş, salgın ve savaşların ham unsur ve güç krizlerinin global ekonomiyi belirsizliğe sürüklediğini söyledi.
Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın Türkiye‘nin 2022 yılı ihracatının bir evvelki yıla nazaran yüzde 5,6 artarak 254 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anımsatan Muş “Üretim, istihdam, yatırım ve ihracata dayalı büyüme modelini önemseyen ülkemiz, global ticaretteki hissesini yükseltmek ve yüksek katma pahalı mal ve hizmet ihracatını artırmak için çalışmalarına sürat kesmeden devam etmektedir.” diye konuştu.
Bakan Muş, açıklanan İstanbul Sanayi Odası İmalata Dayalı İhracat İklim Endeksi bilgilerine de değinerek şöyle devam etti:
“İstanbul Sanayi Odası İmalata Dayalı İhracat İklim Endeksi 2022 Mayıs ayından itibaren en yüksek oranına ulaşmış, 50 eşik kıymeti üzerinde aslında seyrediyordu son üç aydır. Bugün de 53,1 olarak son bir yılın en yüksek sayısına ulaşmıştır. Bu bize bir şey söylüyor, yılın ikinci yarısını aslında çok daha değerli, süratli bir büyümeyle geçireceğimizi işaret ediyor. İhracattan aldığımız hisse yüzde 1’e, hizmet ihracatından aldığımız hisse ise yüzde 1,27’ye ulaşmış durumda. Bu noktada biz Bakanlık olarak bütün ihracatçılarımızın karşılaştığı problemlerin tahlili, bilhassa onları teşvik etmek, işlerini kolaylaştırmak için gerekli kararları süratli bir formda aldığımızı tabir etmek isterim. Ekonomimizin lokomotifi olan ihracata yönelik her yatırım topyekun ülkemizin üretimine, ticaretine, istihdamına katkı manasına gelmektedir. Bu manada küçük büyük demeden firmalarımızı temelden başlayarak bir dünya markası haline gelmeleri gayesi doğrultusunda devlet yardımlarımızı onlara sağlıyoruz. Teknolojinin geldiği noktada ticareti şekillendirdiği, ticaretin içinde değerli bir katalizör misyonu gördüğünün farkındayız. Bu manada dijitalleşen dünyada e-ihracat aktörlerinin muhtaçlıklarını dikkate alarak onların işini kolaylaştıracak ve çeşitli teşvik kalemlerini de bu manada geliştiriyoruz.”
“İGE AŞ tarafından ihracatçılarımızın toplam 33,4 milyar liralık kredisine kefalet sağlandı”
İhracatçıların ve sanayicilerin en değerli problemlerinin finansmana erişim ile vade sıkıntıları olduğuna işaret eden Muş, “2022 yılında İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi (İGE AŞ) faaliyetlere geçti. İGE AŞ kredibilitesi olan lakin teminat sorunu yaşayan firmalara, KOBİ’lerimiz başta olmak üzere tüm ihracatçılarımız için finansmana erişimi kolaylaştırdı, kolaylaştırıyor. Bu kapsamda İGE AŞ tarafından ihracatçılarımızın toplam 33,4 milyar liralık kredisine de kefalet sağlandı.” tabirlerini kullandı.
Ticaret Bakanı Muş, Türk Eximbank ile İGE AŞ ortasında geçen yıl bir protokol imzaladığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Böylelikle firmalarımız ihracat dayanaklarımızdan yararlanmak için vakitten kaynaklı finansman yükünden kurtulmuşlardır. İGE AŞ, Türk Ticaret Bankasının yüzde 98,5 payını satın almıştır. Türkiye‘nin ulusal sermayeli birinci özel bankasın unvanını taşıyan Türk Ticaret Bankasının satın alınması ihracatçımızın finansmana erişimini daha da kolaylaştıracaktır ve banka faaliyete geçer geçmez de geliştireceği eserler yüklü olarak ihracatçılara yönelik olacaktır. Global ticaretteki trendleri yakından takip ederek ihracatçılarımızın yakın pazarlarda elde ettiği başarıyı uzak pazarlarda da göstermesini istiyoruz. Bunun için uzak ülkeler stratejisini hayata geçirmiş bulunuyoruz.”
Mal ihracatı kadar hizmet ihracatını da önemsediklerini, bunun için Bakanlık içinde kurdukları genel müdürlüğün faaliyetlere başladığını aktaran Muş, “2023 yılında 100 milyar doların üzerinde bir hizmet ihracatı sayısına da ülke olarak ulaşmayı hedefliyoruz. Bütün bunların aslında Türkiye‘nin cari açık konusuna kıymetli bir katkı sağlayacağından da kuşku duymuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Samsun için yapılacak yatırımları takip edeceğiz”
Samsun‘un kıymetli bir üretim ve ihracat merkezi olmasını istek ettiklerini vurgulayan Bakan Muş, şunları kaydetti:
” Samsun‘a bu doruktan sonra değerli yatırımlar geleceğine de eminim. Organize sanayi bölgeleri var, onların büyüklüklerini önemli bir ölçeğe ulaştıracak, çok uzun sürmez, kısa bir vakit içinde ölçü olarak da çok büyük organize sanayi bölgeleri burada oluşacaktır, göreceksiniz. Çok büyük ölçekli yatırım yapmak isteyen şirketlerin arazi ve yerle alakalı rastgele bir sorunu olmayacağını söz etmek isterim. Burada yatırım yapmak isteyen her bir endüstrici her bir üretici her bir ihracatçı rahat bir formda buraya gelebilir. Onun yatırımı bizim kent olarak yatırımımızdır, birebir süreçlerini takip etmek de bizim temel vazifemizdir.”
Muş, tepeye katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu’nun birebir vakitte TOGG İdare Şurası Lideri olduğunu da anımsatarak, Samsun‘a Togg ile ilgili yatırım almak istediklerini de kelamlarına ekledi.
DEİK Lideri Nail Olpak, Samsun‘un ticari altyapısına dikkati çekti
Dış Ekonomik Bağlantılar Heyeti (DEİK) Lideri Nail Olpak da konuşmasında, bağımsızlık ve Ulusal Gayret’in birinci hareketine konut sahipliği yapan Samsun‘un bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da endüstrisi, tarımı ve gelişmiş altyapısıyla ülkeye hizmet vermeye devam edeceğini belirtti.
Olpak, global dünyanın, ticaret ve finansal kurallarının değiştiği bir periyottan geçtiğini söz ederek, “Kovid salgınıyla tedarik zincirinin artan değerini gördük. Tek kaynağa bağlı olmanın risklerini gördük. İvme kazanan bir dijital dönüşüm sürecini gördük. Bunları konuşurken gündemimizdeki Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda da öteki önceliklerin hayatımıza girdiğini gördük. Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte besin ve gücün hayatımızdaki ehemmiyetini daha fazla görmeye başladık.” dedi.
Değişen global ortamda Türkiye’nin değişen güç istikrarlarının merkezinde yer aldığını söz eden Olpak, Türkiye’nin Batı ve Doğu ile münasebetlerinin yanı sıra Asya ve Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere yeni amaç pazarları da radarına aldığına işaret etti.
“Bu tespitlerin ışığı içinde Samsun Türkiye’nin vizyonuna nasıl daha fazla katkıda bulunabilir ve biz iş dünyası temsilcileri olarak bunun neresinde yer alabiliriz?” diye soran Olpak, şunları lisana getirdi:
“Geçtiğimiz yıl 1,3 milyar dolarlık bir ihracatı konuşuyoruz. Ulusal gelir içinde yüzde 1 hissesi olan Samsun’un ihracatın içinde de Sayın Bakanımızın amaçları doğrultusunda evvel yüzde 1, sonra yüzde 2 çok kıymetli bir açılım olacağını görüyoruz. Burada çok fazla farklı altyapılar var. Kültür balıkçılığından tutun da tarım ve besinin hayatımızdaki yerine baktığımızda Samsun’un bu altyapıya ne ölçüde hizmet edebileceğini biliyoruz. Ülkemizin beşinci büyük özgür bölgesi olan Orta Karadeniz Hür Bölgesi’nin yeni alanı bu sürecin içesinde çok değerli olacak.”
Samsun’un güç ve lojistik konusunda da değerli bir altyapıya sahip olduğunu vurgulayan Olpak, “Küresel ticarette artan önemlerden birisi de mal ticaretinin yanı sıra hizmet ticareti. Biz hizmet ticaretini daha çok turizm olarak tanımlarken bugün sağlıktan, eğitime, cümbüşten, müteahhitliğe, yazılıma, bilişim hizmetlerine hepsini hizmet ticareti içinde görebildiğimiz çok geniş bir yelpazeyi konuşuyoruz. Sıhhat kenti Samsun’u konuştuk, sıhhatte medikal ürenler pazarındaki altyapısını biliyoruz. Üretimi devam eden, önümüzdeki periyotta devreye girecek yeni Kent Hastanesi ve gibisi altyapı yatırımları da bunları güçlendirecektir.” diye konuştu.
(Sürecek)
